Sunday, January 06, 2008

memleket

memleketin domatesi, patlicani, kabagi, hicbir yerde bulunmuyor. Portakali mis kokulu, dopdolu, peyniri bereketli, lezzetli. Havasi sicak (gerci sadece Antalya sicak bu gunlerde), gunes insanin icine isliyor, onu isitiyor. kemiklerin ozledigi radyasyon, bunyenin ozledigi memnuniyet nufuz ediyor deri altina. sokaklarda basibos kedi ve kopekler var. insanlara saldirmiyorlar, komsularin verdikleri yemeklerden yiyorlar.

Afyon Antalya arasinda hala uzaktan polis gibi gorunen korkuluklardan var. kar yagdigi zaman konutkent'te yollar kapaniyor, heryer bembeyaz oluyor. arabamizin cam yikama sulari donuyor ve hic cozulmuyor (eskisi gibi). 1 liraya antifrizli sular gelmis, ama cin yapimi falan heralde, ise yaramiyorlar.

Ceza bunu yapmis. PKK ve Kurtler yuzunden milliyetcilik akimi guclenmis.

Annem bana kral gibi davraniyor, hic is yapmiyorum, israr ediyorum izin vermiyor. Sevdigim bu duruma alismamam gerektigini soyluyor. Elektro-smoke diye dunyanin en sacma sapan seyi cikmis, plastikten pilli bir sigara, ucunda ampul var, icinde duman olan tupler var, icine cekince isik yaniyor, birazcik da duman cikariyor. sozde sigarayi biraktiriyormus, ama gayet dogal olarak saglik bakanligi yasaklamis cunku icindeki nikotin tupleri sigaradan daha cok bagimlilik yapiyormus. Turk milleti olarak cep telefonlarinda gosterdigimiz heyecan bizim kucuk elektronik seylere zaafimiz oldugunu kanitliyor. elektro-sigara bizim zayif noktamiz.

Annem dizilerin yarim saat suren reklamlari boyunca uyuyup dizi baslayinca bir anda uyanabiliyor. Bunu bir gece icinde 5 kez yapabiliyor. Assagi yukari tum dizileri biliyor.

Aramiza yeniler katilmis, bazilarimiz gocmus, aile genisledigi olcude daralmis, cocuklar buyumus, yaslilar hic buyumemis... Kimisi dugun dernek derdinde, kimisi okul dersane, is, guc, hayaller... Turkce dublaj filmleri anlasilmaz kiliyor, Turkcesinden orjinalini tahmin etmeye calisiyorum.

Issizim. Hep bu gunu hayal etmistim durmadan calistigim bir bucuk yil boyunca. Ama tabi kontrollu bir issizlikti benim hayal ettigim. Bu yasadigim biraz daha tirstirici. En kisa zamanda birseyler bulmaliyim. sonra hayal ettigim turden bir issizlik yasayabilirim. zaman degersizlesti. yillardir her dakikami, her saniyemi saymis, degerlendirmisim. zaman paraydi, zaman herseydi. simdi ise zaman bir anda gorunen degerini kaybetti. icten ice biliyorum ki cok daha degerli su anda. ama sabah kalkinca gitmem gereken bir yer ya da yapmam gereken birsey yok. (aslinda simdi sevdigim kiz gibi doktora ogrencilerini biraz daha iyi anliyorum belki de :) bu durumun kendi guzellikleri var. kontrol altina alabilirsem tadini daha cok cikarabilicem. ama hayat kisa. mmmmmm. zevk almak gerek...

No comments: