Monday, November 16, 2009

Oggg yeeee

Peki,

Simdi ne olacak?

Richard Williams'i gormeye gittim. Kendisi animasyon camiasinin en kral amcalarindan biridir. Milt Kahl ve Chuck Jones'la calismis, onlarin bircok teknigini ve gorgusunu kapmis dunyadaki tek insan. Yazdigi kitap tum dunyada animasyon ogrencilerinin ve hatta profesyonellerin hayatini kurtarmis. Zaten kitabin adi da bu: Animators survival kit.

Milt Kahl olmeden once onu ziyaret eder ve Kahl'in cizdigi anakarelerin aralarini doldururmus. Kahl hep yanlis birseyler gorurmus ve duzeltirmis. Ancak sonlara dogru ogrenmeyi basardigini soyledi Williams. Bu oldugunda Williams 50 yasinda... Artik Milt Kahl hata bulamiyormus cizimlerde.

Sonra kazandigi bu birikimi bize aktarmis ve boylece kitap ortaya cikmis. Kitap gercekten cok iyi, ozellikle uzatilmis versiyonunda 4ayaklilar ve bazi detaylar var. aslinda bir de dvd seti satiyor. Fiyati astronomik, ama olsun sanirim profesyonelleri ya da okullari hedefliyor. Ben okul olsam alirdim.

Birkac onemli sey soyledi. Bunlardan birisi gecim derdi yuzunden hep reklamlarla ugrasmak zorunda kaldigi. Sonunda, bu gunlerde, kendi filmini yapmaya baslamis. Bu adam 76 yasinda. "Ne zaman gorucez?" diye sorduk. Birkac seneyeymis. "Yasarsam..." dedi. "If I live".

Bu bizim islerde buyuk bir sorun. Herkes aklindaki super fikri, cizgi filmi, karakteri, oykuyu anlatmak ve uretmek istiyor. Fekat bunlar hicbir zaman para getirmiyor, eninde sonunda ticarilesmek zorunda kaliyoruz.

Birkac ay once gittigim Michael Dudok de Wit de tamamen ayni seyi soyledi. Dunyanin sayili animator ve film yapicilarindan birisi olmasina ragmen 2 sene sonra kendini nasil gecindirecegini bilmedigini soyledi. Aynen boyle soyledi. Ve ben yamuldum. Dudok de Wit gercekten de alemin krali bir adam.

Cozum nedir?

Cabalamaya devam...

Tuesday, October 06, 2009

Google dalgasi

Google dalgasi son zamanlarda dinlerken dehsete dustugum videolardan sadece birisi. (Son zamanlarda cok solcu videolar dinledim). Tabii ki dehsete dusme sebebim google muhendislerinin tahmin ettiklerinden cok farkli.

Anafikir soyle: blog, email, chat, resim, video cesitinden her turlu veriyi ayni anda paylasip kullanabildigimiz ve herkesin hep beraber kullanip belgeleri degistirebildigi bir "dalga". Bu "dalga" ayni zamanda isleriniz icin de kullanabilecegimiz bir arac. konusmalari dosyalara ceviriyor, takvimler olusturuyor, kendi kendine yazdigimiz yazilari duzeltip istedigimiz insanlara gonderiyor. Is planlama ve dokumantasyonu icin bu "dalga" yi her turlu mobil aletten de kullanabiliyoruz.

Google kendinden o kadar emin ki, altyapiyi olusturduktan sonra herseyi "open source" yapiyor, ve bize istedigimiz uygulamayi gelistirme firsati veriyor. Bu cok zekice bir hareket, boylece bu sistem her ise yaramaya baslayip, memleketin her kosesine girecek. "Dalga" ayni zamanda dil sorununu cozuyor. es zamanli ceviri yaparaktan fransiz arkadasinizla duraksamadan chat yapmanizi sagliyor.

Iki dakikada bir durup alkis bekleyen Google muhendisleri bir ara "merak etmeyin, valla datalariniz bizim serverimiza gelmicek" tadinda seyler soylese de iste google'in voliyi vurdugu yer burasi. Her ise yarayan bu alet 1,668,870,408 kisinin (bu kisilerin cogu middle class professional dedigimiz kodaman sirketlerin somurmeyi en cok sevdigi kesimden, hayatini bilgisayar karsisinda geciren, kredi kartiyla amazondan siparis verip is adresine gonderten bir kitle) hayatlari hakkinda sinirsiz bilgiye sahip olacak. Nereye gittigimizi, kiminle gittigimizi, ne yedigimizi, neyi sevdigimizi ve hatta artik ne isle ugrastigimizi, kiminle kaca anlastigimizi, ne zaman toplanti yapacagimizi bile biliyor olacak.

Bilse noolcak ki? zaten biliyor.

Belki de.

"Information asymmetry" ekonomi dahil bir cok alanda kullanilan bir terim; taraflardan birinin digerinden daha cok bilgiye sahip olmasi demek. Ben oldum olasi bu "information asymmetry" den para kazananlara sinir olmusumdur. Mesela emlakci evlerin nerede kac para oldugunu bildiginden ve ben bilmedigimden dolayi bir suru para kazanmakta ve bence bunu haketmiyor. Ayni sekilde bir kafa-avcisiyla takistigimi hatirliyorum. Mesela is bulmak icin tasarlanmis siteler var: Linked-in. Bu linked-ine tum bilgilerini veriyorsunuz, sizin gibi bir eleman arayan sirketler sizi bulsun diye. Ayni zamanda sizi taniyan insanlari ve onlari taniyan insanlari da bulabiliyorsunuz bu agdan. Bir de sirketlere buldugu her calisan icin 3000£ kazanan adamlar var=recruiter. Recruiter sizi ekliyor, ve kontaklariniza bakip onlari da agina ekliyor. Sonra ayni seyi siz yapmaya calisinca buna izin vermiyor. cunku sattigi sey zaten o kontaklar.

Herneyse bu internet geldiginde, bilgi sayesinde bedava para kazanan insanlar yokolur sanmistim. yani ev almak istediginizde internet sitesinden arattirip buluyor olup, emlakci denen adami yok etmemiz gerekiyordu bana gore. Fekat tam tersi oldu. Bu sefer emlakcinin isini yapip onun parasini kazanan internet siteleri cikti. Daha ucuz olsa da somurulmeye devam ettik. Sonucta boyle bir ortamda tum bilgileri elinde tutan bir tekel istemeyiz bence. Uzun vadede Google "dalga"si kicimiz(d)a patlayacak gibi gozukuyor.

Friday, October 02, 2009

Tapas + Sarap = Verimsiz Cuma Ogleden Sonrasi

Saniyeler gecmek bilmiyor. Gun bitmiyor. Kafam cok agirlasti. Allahtan cok kazik bir is yapmiyorum. Brad'in hayvani guclu kahvesi bile cok etkilemedi. Ustelik gun daha bitmedi, aksam Newcastle birasi icmem gerekiyor. Bir yandan patronlar blog yazdigimi gorur diye tirsiyorum, bir yandan bitmek bilmeyen bir cuma gununun gecmesini bekliyorum. Az once hayvani bir kritik aldim zaten, daha cok calismam gerekiyormus...

Kucuk ahtapotlar yedik bugun. cok guzellerdi. kucucuk elleri var. kocaman kafalari var. ceviz kadar. yagda kizarmislar. corozyo da yedik, ispanyol sucugu. cok ictik. sonra ise geri geldik. is bitmiyor. eve gitmek istiyorum. bugun sila yok bunu firsat bilip kirmizi et yemem lazim. ihahahaha. ben artik hep sebze yiyorum. salata da yiyiyorum. sonra bazen canim et istiyor. et cevreye ve kendine zararli diye kandirdilar beni. kandim. yemiyorum. ama sonra bugun canim istedi. yicem. Allaaam hala 3 dakka var...

Tuesday, September 01, 2009

Irsiz

Gecen ay bize hirsiz girdi, daha dogrusu girmis. Biz yokken kapiyi kirmis. Birkac birsey calmis ama evdeki en degerli sey kapiydi. Ev sahibi buna cok uzuldu.

Polis geldi, parmak izi aradi, ama bulamadi, eldiven kullanmislar. Kapiyi ise "tekme" ile kirmislar. O yuzden ayakkabi izi alabildiler. Ayakkabinin markasini bile bilmiyoruz ama zaten ayakkabi izi ne ise yaricak hic anlamamistim ben.

Hirsiz cok garip seyler calmis. mesela silanin taa 2004 ten kalma laptopu vardi. bu laptop o kadar bozuktu ki, ne pili calisiyordu, ne kendisine format atilabiliyordu (kendini kapatiyor format atmaya calisinca). acilmasi bi 5-10 dakika aliyor, skype i calistirmak en az 3 dakka suruyordu. bu bilgisayarin karsisinda cok kereler "suna bisey olsa da yenisini alsak allahin belasi diye" soylenmisligim vardir, hatta ustune resim bile cizmistim...

Sonra benim birkac sene once aldigim dandirik bir dijital fotograf makinesi vardi. bu makine o kadar eskimisti ki objektifi toz ve pislik doluydu. daha bir ay once falan objektifi temizliyeyim diye gozluk bezini surttugumde bir yag ve kir tabakasiyla karsilastim. kucuk toprak parcaciklari lensi iyice cizdi. zaten resim cektigimde tozlari resimde gorebiliyordum. sag alt ortaya dogruydu. tozu hep guzel yerlere denk getirmeye ozen gosterirdim resim cekerken. hirsiz bunu calmis fakat sarj aletini unutmus.

Bir sise sampanyamiz, 2lt de rakimiz vardi ayiptir soylemesi. Sampanya hediyeydi ve ozel bir gunde iceriz diye bekliyorduk. bunlar gitmis. ha biraz icilmis vodkamiz vardi. neyse ki onu birakmis hirsiz.

Bozukluklari biriktirdigimiz bir kova gibi birsey vardi. daha dogrusu tekirdag rakisi kutusu. Hepsi 1p, 2p, 5-10 falan olan bir tomar para. bi kac kilo vardir ama toplasan 20 para cikmaz. bunlari da almislar.

bozuk bir saat ve de bulabildikleri nakit paralari da alip kacmislar.

tabii ki psikolojik kismi rahatsiz edici. insanin evine giriyorlar. ustelik benim gitar, pedal ve amfiyi de goturuyorlarmis ki korkup kacmislar. silanin pasaportunu bulup oraya atmislar. banka cuzdanlari vs... hersey dagitilmis. hic guzel degil. sinir olduk ve nefret ettik. ben hirsiz alarmi aldim. yanliz onun yuzunden eve giremiyoruz. hala nasil calistigini anlamadik. dugmelere basiyoruz basiyoruz yine de otup ortaligi ayaga kaldiriyor. eve kim sonra gelcek diye yarisiyoruz. su aralar biraz daha iyi, ben biraz cozdum gibi, eve ilk ben geliyorum hep...

hirsiz ise eminim bilgisayarin acilmasini beklerken bunalima girip rakilara dadanmis, alkolik olmustur. bozuk paralarla kendine pizza almis son fotograflarini cekerken lcd deki lekenin niye gitmedigini merak etmeye baslamistir. kafasinda paralansin hepsi...

Thursday, July 23, 2009

Kuresel isinma, cevre ve oteki seyler...

Binbir tane belgesel yapildi, milyon tane kampanya var, her sene toplu olarak dunya liderleri duyarliliga cagiriliyor, cevreyi koruyalim, dunyayi isittiniz patlaticaksiniz diyerekten.

Biz korkuyoruz, dunya 1 derece isindi, kutuplar eriyor, denizler yukseliyor, kutup ayilari oluyor diyerekten. Savaslar cikacak diyorlar. Dogal kaynaklar yuzunden, su yuzunden, aclik yuzunden...

Ben ise bunu zaten cok onceden soylemistim. Savaslar cikacak tabii ki. Sanki 20 yildir petrol yuzunden hic cikmiyor... Bugun petrol yarin su... Ve dunya da isinmaya devam edecek. Siz suyu ya da elektrigi kapatinca, araba kullanmayinca, geri donusum yapinca ya da et yemeyince dunya kurtulmuyor. Sadece belki birkac gun daha kazaniyor. Bu saatten sonra gaz cikarsaniz bile dunyaya zarar (Gercekten, metan...).

Cunku cok fazla kisi olduk. 100 yil once 1.5 milyar insanken simdi 6.5 milyar kisiyiz. 2050 de cok daha fazla kisi olucaz. Tavsan gibi uruyoruz. Kimsenin oldugu falan yok, modern tip eskisine oranla herkesi iyilestiriyor. Artik 80 yasina kadar yasiyoruz. Sonucta insanlik olarak biriktik. Hepimizin ayni anda araba kullanirken hamburger yiyerek gaz cikardigimizi dusunursek bu dunya cok dayanmaz. Hadi insanligi egittik, herkes bisiklete binip salata yiyiyor, yine de hep beraber gaz cikararak dunyanin sicakligini arttiriyor olacagiz. Dolayisiyla bence daha guclu onlemler gerekiyor.

Dunyanin kendi kendine devinerek bir gok tasi carpana kadar yasayabilmesinin tek yolu insan sayisini sabit tutmak. Bunu da ureme haklarini ellerinden alarak yapabiliriz. Dunyayi ele gecirdigimde ilk kurallardan birisi bu olacak. Bir kisi gider bir kisi gelir. Pek humanist olmasa da insanlari kisirlastirmak ise yarayabilir. Tabi buna baslamadan once bir tur toplu imha yontemiyle insanlarin cogundan kurtulmamiz gerekiyor.

Insanlik olarak neslimizin tukenmesinden korkmayalim. Dunyaya gelmis turlerin %90 i coktan yokoldu. Zamanimiz gelince biz de ayni sekilde yokolacagiz. Belki azalacagiz, bir kacimiz evrim gecirip kurtulacak ve degisecek. Ama eninde sonunda kisa bir zaman icinde buyuk bir kismimiz yokolacak. Gezegende o kadar yer yok.

O yuzden... Cok da kasmayalim...

Wednesday, June 24, 2009

1 yil

En son 31 temmuz 2008 de yazmisim. Bir yil olmus.

Bir yildir cok fazla sey oldu, cok fazla sey oluyor ve olucak. Ahbapin kafasi tum bunlari alacak kadar buyuk degil.

Ama isler, gucler, filmler, muzikler, geziler, eglenceler, bissuru seyler yaptim. Bunlari yaparken cok da fazla kayidini tutacak vaktim olmadi.

Belki bu sene olur.