Sunday, January 21, 2007

Dusundum de...

Insanlar hayatin ne kadar degerli oldugunu anlamiyorlar.

Lisedeyken kimyaci Okkes tahtaya soyle yazmsti derslerden birinde.

Atom + Atom -> Molekul-> Amino Asit-> Protein + "?" -> Hucre->Doku->Organ->... ->Insan

Soru isaretini kimsenin bilmedigini de eklemisti. Bosversene demistim. Sonra bi ara soru isaretini buluruz demistim siraya kalem ucuyla kazidigim "Metallica" nin detaylari uzerinde calisirken.

Simdi yillar sonra o soru isaretini baska bir duzlemde ariyorum. Hem de tum gucumle. Soru isareti animasyonda kucucuk ayrintilarda gizli. Ama cok fazla var bu ayrintilardan. Bazen bu isin tanrilarinin yaptiklari islere bakiyorum. Ve goruyorum ki goz kirparken bir goz harekete onderlik edebiliyor. Bir karelik bir fark var orada. Saniyenin 24 te biri. Herangi bir karede biraz daha az estetik bir resim var mi diye bakiyorum. Her kare ayni estetik guzellikte. Biraraya geldiklerinde de ayni guzelliklerini koruyorlar. Hareket ediyorlar. Yasiyorlar. Nefes aliyorlar ve soylemek istedikleri seyi anlatiyorlar.

Ayni seyi ben yapmaya calistigimda, bittikten sonra bakiyorum. Sayilar, denklemler, ve bilgisayar modelleri goruyorum. Ama hayat goremiyorum. Makine orada ve olu. Oyle gozumun icine bakiyor. Mekanik mekanik. Fizik bilgim onu hayata getirmeyi basaramiyor. Soru isareti baska turlu bir his gerektiriyor. Belki zamanla deneyerek ve yanilarak ve gozlemleyerek bir gun o soru isaretinin iluzyonuna yaklasabilirim. Simdilik sadece uzaktan soru isaretini bulanlara bakabiliyorum.

Dunyada soru isareti iluzyonu yaratabilirseniz cok zengin ve unlu olabilirsiniz. Ama bunlarin hicbiri onemli degil aslinda. Orada daha buyuk bir tatmin var. Yasayan birsey kadar iletisim kurabiliyor animasyon. Bazen daha da fazla. Orada "hayat" in ta kendisi olusabiliyor. Daha once bahsettigim acayip detaylari farkedecek kadar zekiyse insan tabi. Bence Glen Keane, Bobby Beck, Walt Disney ve 9 adami, ve birkac kisi daha o gozle gorebilmeyi basarmislar. Yoktan "Hayat" olusturabilecek kadar zekiler. Gerisi safsata.

Bence bizim amacimiz bu. Dunyaya hayat getirmeye, ya da onu korumaya geldik. Herkes bunun icin geldi. Bilim adamlari deneyler yaparak, ilaclar gelistirerek yapiyor bunu. Gida muhendisleri saglikli besinler uretiyor, modacilar, insanlari giydikleri zaman mutlu edecek kiyafetler yapiyorlar.

Hayatin iluzyonunu olusturmaya henuz cok az zaman ve emek harcamis birisi olarak bile ne kadar zor oldugunu gorebiliyorum. Soru isaretini hayatlari boyunca arayip bulamayan insanlar var. Bazilari ise erkenden bulabiliyor. Buna kendi hayatlarini harciyorlar insanlar. Ve gercekten de bu o kadar degerli aslinda. Hayat olusturmak bu kadar zorken, yoketmek o kadar kolay ki. Bir gazeteciyi daha oldurenlerden sonra yine ortalik karisti. Bunu yapan insan, "hayat" i yokettiginin bilincinde olsa, yasayan birseyin ne kadar degerli oldugunu bilse, biseyleri yasatmak icin, hatta yasiyor gibi gostertmek icin bile ne kadar fazla emek ve zeka gerektigini anlasa, acaba yine yapar mi? Bu insana gercekten anlatilabilir mi "hayat" in ne kadar degerli oldugu? Nasil anlatilir? Hayati geri getiremiyoruz, yeniden uretemiyoruz. Birtur mucize o. Bir yerlerde varsa eger, onu korumak yerine oldurmeyi nasil oluyor da secebiliyoruz.

Naapsam ya?

1 comment:

Unknown said...

yapabileceğin bi şey yok bence.Bir hayat yaratamayacağına göre bunu da yapman mümkün değil.