Monday, January 01, 2007

Alis-Veris

"It's new.
It's you.
It's everything.
It's nothing"

Yaziyordu pankartlarda. Bu magazanin bu yaklasimina hayran oldum. Londra'nin en buyuk giysi magazalarindan biri sanirim. Bu ve buna benzer bir takim "sozde" tuketim karsiti pankartlar tavanlardan sarkarken, yarim metre assagidan agizlarindan salyalar akarak bluz denemeye calisan kadinlar ordusu deneme yerlerini isgal etmislerdi coktan. Ordu sadece o magazada degil tum Oxford Circustan Picadilly e kadar yayilmis, son kalan indirimleri topa tutuyorlardi. Sokaklar belli basli magazalarin torbalariyla doluydu.

"I shop.
Therefore I am."

Kisa boylu bir kadin askilardaki bluzlere ulasmak icin beni ittiriyor. Bunu hic onemsemiyor bile. Ozur dilemiyor ya da geri donmuyor. Ben, O'nun icin bluzlerle arasinda kalan bir et yiginiyim. Beni gecmek ve askilardaki bluzleri denemek onun en dogal hakki ve icgudusu. O an birisi eline bir pala verse eminim onundeki et yiginlarinin hepsini yagmur ormanlarina dalan bilim adamlari gibi bicerek ilerler. Erkek oldugum icin benden daha da nefret ediyor olmali. Kadinlarin orada olmalari gayet dogalken erkekler sanki orada olmayi haketmiyorlar. O yuzden beni ittirmekte hicbir sakinca gormuyor ve de bluzlere akiyordu, orada eriyor, ozune karisiyordu...

"You want it
You buy it
You forget it"

Ayni tur giyecegi deneyen kadinlar arasinda ortak bir dil var. Bir tur iletisim, bir tur sicaklik var. Denerken birbirlerine bakiyorlar, birisinin uzerinde gordukleri baska bir kiyafet bir anda ilgilerini cekiyor. Ornegin bir ceket kisa gelmisse ya da bir kucuk bedeni kalmamissa birbirleriyle paylasiyorlar, birbirlerine destek oluyorlar. Hep beraber uzuluyorlar, kiziyorlar ya da seviniyorlar. Bu bakimdan alisveris sadece musteri ve mal arasinda kalmaktan kurtuluyor, bir tur iletisim haline geliyor.

"Buy me!
I will change your life"

Bir sure sonra o kadar fazla yer gezmis ve o kadar fazla giyecek gormustum ki artik ayird edememeye basladim. Ornegin bazi renkler benim icin ayniydi, bazi kumaslar ya da modeller bana muz kabuklarini cagristiriyordu. Devamli bir "deja vu" hissiyati icerisinde, sevdigim kiza "buraya daha once gelmemis miydik?" diye sormaya basladim. Benim icin orasi ayni yerdi. Sadece bazi harfler-sayilar ve bazi dugmeler ya da fermuarlar degisiyordu. Geri kalan hersey ayniydi. Arasira gercekten degisik seyler goruyordum. O zaman onlari anlamaya calisiyor, deniyor, denetiyordum (ornegin rob gibi birsey denedik, ama kollari nerden cikiyor karar veremedik ve bulamadik). Ama onun disinda bir elbiseler girdabi icerisindeydik. Tuketim cok hizliydi. Mallar bitiyor ve aninda yerlerine yenileri asiliyordu. Butun hersey birbirine karismisti, herkes denedigini orada bir yere asiyordu. Kiyafetin cinsi cok onemli degildi. Gomlek de olsa, etek de olsa, her ne olursa olsun oraya asilan hersey o fiyata aliniyordu.

Kiyafet deneyen insanlar denizinde birbirimizin elinden tutarak ilerlemeye calistik. Elbise girdaplarina kapilmamak icin savas verdik. Yine de sevdigim kiz tum elleri doluyken ve butun cantalari tasirken ayni anda bir yerlerden bir el cikararak askilari karistirabiliyordu. Bir an icin Onu ne kadar baglarsak baglayalim bir yerlerden bir el cikararak askilari karistirabilecegini dusundum. Hatta oradaki adamlari toplayip 5 kisi onu simsiki tutsak bile bir yerlerden o eli cikarip askilari karistirabilecegini anladim. Bu bakimdan iki eli bos olan benden cok daha verimli bir sekilde alisveris yapabiliyordu.

Iki gun suren kiyasiya savasimizin sonunda ben bir kot pantolon, o da sik bir ceketle bu indirim furyasini atlattik. yillardan sonra kot pantolonum olmasi bana garip geliyor. lise 2 de birakmistim en son kotumu. simdi onlarca pantolon denemis bir insan olarak eni boyu kac numara pantolonun bana oldugunu biliyorum. bu bilgiye onlarca pantolon deneyerek ulastim. bazilari kicima girmedi bile. hayatima giren en son seylerden birisi de pijama. cok rahat bir pijama alti buldum ve aldim. Melekler sehrinde adam kucuk kiza "hayattayken en sevdigin sey neydi" diye sordugunda kiz "pijamalar" diyordu.

No comments: