Sunday, April 22, 2007

Active Surplus


Hani otobuste bir arkadasla giderken arkadas "super bir sarki var hadi dinleyelim " diyerekten walkmanini cikarir ya... Sonra bir kulakligi kendine takar, bir kulakligi size verir ki ikiniz birden dinleyesiniz, ayni anda tadina varasiniz diye. Hani bir kulaginizda bagir bagir bagiran muzik ve oburunde otobusun igrenc horultusunun beyninizde bulusup o guzel sarkiyi iskenceye donusturdugu an vardir ya... Hani sarki bitse diye beklersiniz, "bu ne rezalet lan" diyip kulakligi bir kenara atamazsiniz ya... Sonra iki kisi de o sarkidan birsey anlamaz ama bir kulaklari uguldayarak o ani bozmak istemez ya... Iste butun bu durumun bir cozumu var. Hep vardi. Ama ben hic ulasamamistim. Arkadaslar hep bahsederlerdi, bir kulaklik cikisini iki kulaklik yapan bu kutsal aletten.

Bana 1 liraya malolan bu mukemmel aleti Active Surplus diye bir yerde buldum. Bu kutsal yer sehrin gobeginde ve iceride ender zamanlarda cok gerekli olan ama "acaba bu nerde satilir" diye dusundugunuz, sonra hicbir fikriniz olmadigi icin kendinize kizip yaptiginiz seyden vazgectiginiz anahtar kutsal objeler var. Mesela video kameranizi televizyona baglama kablosu, gitarinizi bilgisayara baglama kucultucusu, televizyonu antene baglama kablosu, envayi cesit dugmeler, fisler ve prizler, uzatma kablolari, her tur devre, ledler, tornavida gibi seyler, printer kablosu, cok ziplayan kucuk top... gibi. Hepsi 5 liranin altinda. Hersey cok ucuz.

Yalniz, Active Surplus' in reklam sorunu var. Cok guzel bir yerde, super seyler satiyor, ama dogru durust bir tabelasi yok. Onun yerine adam var. Evet, Neon Active Surplus yazisinin altinda bir adam duruyor. Beyaz sacli, sevimli bir adamcagiz. Adamin isi sozlu bir sekilde insanlara orada Active Surplus oldugunu soylemek. Bu adam oradan ilk gectigim gunden beri var. Ayni yerde duruyor. Arada bir mola verdigini soyleyebilirim ama onun disinda yaz kis, -10, -20, +30, her sicaklikta, ortalik buz kestiginde, herkes parmakarasi terlik giydiginde, hep oradaydi. (Benim ise yurudugum yol ustunde oldugundan hergun goruyorum). Kislari kocaman paltosunun icinden "Active Surplus" diye karsi kaldirimdaki adamlara bagirir. Onunden gecerken hep "iceride neler neler var" gibisinden konusup insanlari cagirir. Adama "amca durma boyle, yazik, ben uzuluyorum" demek istiyorum. Belki oranin sahiplerinden biridir. Belki ortagiyla konusup uzun uzun tartismislardir. Birinin tabela olmasi gerektigine karar vermislerdir. Yoksa isler iyi gitmiyor, o kutsal ucuz dukkani kapatmak zorunda kalacaklar. O gece ikisi de "bunu biraz dusunelim" diyerek evlerine gitmisler. Sonra beyaz sacli adam gece kabus gormus. Kabusta ben trende sevdigim kizla gidiyorum, ikimiz de muzik dinlemek istiyoruz, ayni sarkiyi dinlemek istiyoruz, ama olmuyor cunku bir tane kulaklik var. Sonra kulaklarimiza tek tek takiyoruz ama cok sikintili oluyor oyle. Bu strese dayanamayan adam terler icinde uyanip dehset dolu gozlerle kendisine bakan karisina "meri, ben tabela olucam" demis. Meri ise anlamis onu. "Eger bu seni mutlu edicekse, ol" demis. "Ben sana sabahlari sandevuc hazirlarim, peynirli, oglenleyin yersin" demis. Ertesi gun ortagiyla bulusan adam tabela olma gorevini gururla yapacagini soylemis. Ortagi bu ise cok sevinmis ama gonlu elvermemis, demis ki "bu sene sen tabela ol, diger sene ben olucam". Boylece hersey yoluna girmis. Herkes de mutlu olmustur bence. Ama yazik adama.

2 comments:

Hallaç Pamuğu said...

Kızılay Sakarya' da var bu tarz bir yer, oradan alıyordum ben jak küçülteçlerini falan. Önünde adam durmuyor tabi. :) Hep o prizlerin kaç yıldır o vitrinde öylesine durduğunu düşünmüşümdür bir de.

homosapiens said...

ben de istiyorum, aradigim sacma kucuk seyleri bulabilecegim bir dukkan. herseyi oradan buradan toplamaktan yoruldum ve hep unutuyorum. yillar once aldigim notlari buluyorum. sunu al, suna bak diye. sorunu cozemeden o konudan vazgeciyorum zamanla.
neyse cok karamsar bir yazi oldu, tek sorunumuz bu olsun degil mi efendim?