Saturday, August 26, 2006

Iyi bir gun

Isten hava kararmadan ayrilmayi basardim. Tavuk, marul, domates, limon aldim. Kizarmis tam tavuk. Eve geldigimde hala hava kararmamisti. Marullari dogradim, domatesleri de, limon siktim. Ev arkadasi da yeni uyanmisti. Tavugu ikiye bolduk. Salata dag gibi oldu. Mukemmel balkona ciktik. Obur ev arkadasi olmadigindan. Biralari actik. Hava kararana kadar yedik tavuklari. Superlerdi.

Sonra herseyi yikadim. Bu arada bira icmeye devam ettim. Buz gibi. Mmmm ozlemisim. Sonra kuveti doldurdum sicak suyla. Masaj merkezinin promosyon olarak dagittigi sabun gibi seyi icine serptim. Mumlarimi yaktim, mp3 calarim ve bilgisayarin hoparlorlerini tasidim. Biralar buzlukta oyle bi kivama gelmisti ki, uclari hafif buzlanmis. Mukemmel. Sonra erkan ogur dinleyerek, sicak sulara girerek, buz gibi birayi icmeye basladim. Biseyler dusunmeyi planlamistim. Ama hicbisey dusunemedim. Aklima hicbisey gelmedi. Kendimi zorlasam da. Sadece durabildim.

Cok sevdim o durumu. Hep biseyler dusundugumu anladim. Uyumadan once, tramvayda, iste, yemek yerken, bilgisayarla ugrasirken, heryerde... Her zaman... Kafam biseylerle dolu... Isler, gucler, hayaller, vizeler, sevdigim, insanlar, animasyon, ...

Dusunememe ragmen bira icebiliyordum hala. Insan gozlerini kapayinca baska birseye donusuyor tum atmosfer. Muzik, isik ve sicak... Acayip birseydi. Iki buzlu birayi tukettim orda.

Sonra toparlanip odama gittim, bi bira daha icip sizdim. Gecenin korunde birileri aradi. Gelmeyin sizdim dedim... Ehehe.

1 comment:

homosapiens said...

bende böyle zamanları seviyorum. durabildiğim. durmak ve bakmak iyi. içindeki o şey sana hadi hadi diye baskı yaparken, sen hadi sana şimdi ihtiyacım yok diyip ohhhhh. ben daha yeni, her günü böyle geçen tam 17 gün geçirdim. etkisi böyle katmerli katmerli üzerimde hala. ne kadar güzel bir şey anlatamam. hani çok güzel bir kitap okurda insan, bitsin istemez, bitince bile karakterler onunla 1 ay falan takılır ya , öyle doyurucu ve rahatlatıcı bir şey.