Thursday, February 02, 2006

Allahın belası limon

Limonu ortadan ikiye kestim. Salataya sıktım. Kalanı da ziyan olmasın diye yiyim dedim. Yemekten sonra limon keyfi yapıyordum. Sonra olan oldu. Allahın belası limonun liflerinden biri azı dişlerimin arasına sıkıştı.

Sol üst çene azı dişlerinde. Çıkmıyor. Saatlerce dilimle ittirmeye çalıştım. Sonra elimi ağzımın içine sokarak tutmaya çalıştım. Allahın belası tutulmuyor. Kayıyor. Arkadaşlardan biri diş ipi verdi. Ama o kadar gerilerde ki diş ipini oraya götürtmek imkansız. Birkaç kere oralara ulaştı ama çok geride olduğundan diş ipi dudaklarımın kenarlarını kesiyor.

Sonra biraz durdum. Sakinleşmem gerekiyordu. İçimden birses "onu affet" dedi. Bırak orada yaşasın. Beraber uyum ve huzurla yaşayın. Ona alış. Senin bir parçan olsun bundan sonra. Hatta sevdiğin bir parçan olsun. Kulakların ya da burnun gibi. Limon parçan... Senin limon parçan. Bir süre sonra artık varlığını bile hatırlamayacağım bir yeri vücudunun. Mesela küçük dilin gibi.

Neden beraber olamayalım ki? Onun da bana verdiği bir his var. Ağzımın içinde bir değişiklik, başka bir mod var.

Ama allahın belası ordan damağıma değmeye devam ediyor. Dilimle dokunuyorum ve alay edermişçesine kendini hissettiriyor ama çıkıp gitmiyor. Eninde sonunda çıkıcak şerefsiz. Ve çıktığı zaman ben orada olucam. Dişlerim orada olucak. Öyle bi geberticem ki onu. ALLAHIN BELASI ÇIK ARTIIIIIIK. (ühühühühü)

1 comment:

eloise said...

biraz geç olucak ama şayet hala çıkmadıysa..-umarım çıkmıştır-..şu dişçilerin kullandığı penslerden biriyle çıkarmak en sağlıklı ve kolay yol..kendisinin bademciğe yapışmış-saplanmış demek daha doru olucak-kekik parçasını çıkardığı bile görülmüştür..