Wednesday, July 16, 2008

Dondante


Cok igrenc bir is gununun ardindan, saat tam 5:59 da icimden 'sonundaaaa' diye bagirmis, saat tam 6:01 de bilgisayari kapatmis merdivenlerden segirttirerek buz gibi sokaga coktan cikmistim. Iste bir saniye bile daha fazla kalmamak icin paltomu sirtima alip disari kendimi atar, disarda giyinirdim. Yanliz isten cikinca da bir bosluga dustum, cunku eve de gitmek istemiyorum. Eve git, ise git, eve git, ise git, zaten canim burnumda, herkesten uzaktayim, is dandirik... Yeter ulen. Ordan haber bekliyorum, burdan pasaport, ordan vize, burdan izin anneden email, sevgiliden telefon... diye dusunerekten, ismi Chapters olan kocaman bir kitapci, kafe, cdci vs... dukkanina daldim ve rastgele kitaplara bakmaya basladim. Icimden birkac kitaba saydirdim, adamin teki eskiz defterini bastirmis... Eskizler de gayet boktan. Buna gelene kadar benim tanidigim 10 kisi kitabini basardi... Best sellerlarin seviyesi her zamankinden dusuk... Belli belirsiz bir muzik caliyor. Bir an aklima endiseyle bekledigim belgeler geldi, karnim agridi, icimden 'Allah kahretsin' dedim ve "CAT" diye trampet sesi esliginde "Yuuuu meeeeyd miiiii vooooorrrriiiid" diye bagiraraktan bu adam girdi (tabi ben bunu cok sonradan bulacaktim).

Bir anda tum duygularima tercuman oldu bu muzik. Eli kolu bagli kalmis, zaman ve dunyaya karsi ezilmis, bi kurtulsa herseyin agzina sicicak ama bi turlu kurtulamayan, kurtulamamasinin sebebi de savasamayacagi seyler olan, ya da beklemesini gerektiren adam muzigi.

Nakarattan sonra kim oldugunu ogrenmek icin hemen kasaya gittim, sirayi beklerken icimden onumdeki kadina acele etmesi icin saydiriyordum. Kasadaki kiza "bu calan kim biliyor musunuz?" dedim, "bilmem" dedi, "kim bilir?" dedim, "yukarda cdci var o bilir" dedi, kosarak yukari ciktim, ki sarki bitti. Telasla cd satan adamin yerine girip, "biraz once calan kimdi?" diyerek ustune yurudum. Adam hemen cdyi cikardi. Baktim, My Morning Jacket isimli bir grup. Tamam simdi ben eve gider bunlarin butun sarkilarini indiririm internetten.

Ama bi dakka. Ayip ulan. Adamlar sana hayatinin birkac dakikasini olumsuz hale getiricek birtur deneyim sundular. Ben hala uc kurusun pesindeyim. Sonra sordum kac lira CD, 12 paraymis, tamam, aliyorum ben bunu, umarim o sarki bunun icindedir, icinde icinde merak etme, buyrun 12 para. Uzun sureden beri aldigim ilk CD. Eve gidip dinledim, dinlettim, caldim sevdigim sarki olan Dondante'yi.

Sevdigim kizla beraber gecenlerde konserine gittik. Londraya geldiler. Cok leziz bir konserdi. Dondante calinirken eski gunleri hatirladim. Bunalim zamanlari... Sonra da dedim ki her zamanin bir duygusu ve bir sarkisi var hayatta. Bu sarkilari High Fidelity deki gibi bir siraya koymak ve her birinin hissettirdigi hislere gore hatirlamak gibi de utopik bir fikir var. hmmm.

1 comment:

Hallaç Pamuğu said...

Bence my dying bride daha güzel. Röaaaaaaaaarhhh!