Friday, July 16, 2010

Enerji

Simdi bu insanlar sabah kalkiyorlar. Anneleri kahvalti hazirliyor. Korn fleyks. Uzerine sut. Uzerine biraz bal. Sonra da Rusya'dan binbir rusvetle getirttikleri uranyum parcalarindan bicakla hafif kaziyarak iki uc tane yesil fosforlu taneyi karistiriyorlar. Cocuk uyku mahmuru bunlari yiyiyor. Ise geliyor, okula geliyor. Kahve iciyor aciliyor biraz. Oglen oluyor yemek yiyiyor. Bu zamana kadar uranyum taneleri icinde zararsizca duruyorlar.

Saat aksamustu 4 gibi, sicakligin da etkisiyle uranyumlar reaksiyona giriyor. Fuzyondan bir hayli enerji olusturuyorlar. Olusan enerji yavas yavas yayiliyor ve 4:30 civarinda maksimum degerine ulasiyor. Bu surecte kisiler yavas yavas isiniyorlar. Isiyi kulaklarin ve suratin kizarmasindan hissedebiliyorsunuz. Ve de 4:30 da patliyorlar.

Patlama genelde seri konusma ve bitmek tukenmek bilmez espriler seklinde oluyor. Esprilerin belli bir kismi komik belli bir kismi sinir bozucu olsa da ortamin genel atmosferi insani guldurmeye yetiyor. Fazla enerjinin beyinde oradan oraya atlarken ve atladigi yerleri aktarmaya calisirken sonumlendigini hissedebiliyorsunuz. Fakat uranyumu kucumsememek lazim. Ogleden sonra baslayan patlama gece bayilana kadar devam edebiliyor.

Bu insanlari durdurabilmek icin anti-madde kullanmak lazim. Henuz cok yeni bir teknoloji oldugundan bilemiyorum. Fakat biraz daha anlar anlamaz calismalara basliyacagim.

1 comment:

Sokak şairi said...

Gerçekçi fakat farklı bir bakış açısı