Saturday, February 17, 2007

Savas Fotografi

dunya barisi ve uluslararasi iliskiler...

sevdigim kizin bu konularda calismasi nedeniyle bu konularda bir rakun kadar bilgim olmasindan utanmaya basladim. bu nedenle bir takim arastirmalara falan giristim. wikipedya okudum. arastirmalarim cercevesinde warwickteyken bir filme gittim ve sonundaki tartismayi izledim. Film israil-filistin intihar bombacilarini esprili bir dille anlatmaya calisiyor, bazen gulduruyor bazen dusunduruyordu. Sahsen nasil hissedecegimi bilemedim. Cok basarili bir film oldugunu soyleyemicem ama yine de birseyler anlatiyordu. Sonra bir kiz cikip "West Bank" te calistigini anlatmaya basladi. Icimdeki rakun "kiz bankaya girmis heralde buyuk bi banka, dunya bankasi gibi, ne guzel" diye dusunurken kiz insanlarin cok aci cektigini ve cok zor durumda oldugundan bahsetti. Rakun "e o kadar kotuyse ne diye girdin bankaya" derken bir sekilde West Bank in bir suru catisma ve sorun olan bir yer oldugunu tahmin ettim.

Birkac ay sonra , simdi, West Bank in dunyanin en cok odul alan fotograflarinin ciktigi yer oldugunu dusunuyorum. World Press Photo denen siteye bakarsaniz odullu fotograflarin yarisi oralardan geliyor. Insanlar olen, aci ceken diger insanlari gormeye bayiliyorlar. Ozellikle kendileri daha iyi durumdalarsa. Bu fotograflari gazete ve dergilere basiyorlar. Bunlari ceken fotografcilar kahraman ve basarili oluyor. Tarihi ve etkileyici bir durumu belgelemekle kalmayip ayni zamanda kendilerinin daha iyi durumda olduklarinin yazili resimli kanitini olusturuyorlar. Icimdeki rakuna gore baska seylerin de kaniti bu. Ornegin fotografcinin o fotografi cekmeye ayirdigi sure icerisinde aci ceken cocugun aci cekmeye devam ettiginin kaniti. Fotografcinin cocuga yardim etmeye calismak yerine olayi belgelemeye calistiginin kaniti. Fotografcinin, cektigi fotografin cocuga o an yardim etmeye calismasindan cok daha etkili olacagini dusundugunun kaniti (cok iyimser oldu bu, belki de world press photo dan odul kazanmayi yardim etmekten daha cok istediginin kaniti). Eger bir kisinin aci cekmesi ya da olmesi bir toplulugu kurtaracak gibi gorunuyorsa insanlik olarak o kisiyi oldurmeyi sectigimizin, fotografcinin yarim beyniyle bu karari vermekte tereddut etmediginin kaniti. Ayni zamanda fotografcinin dunyayi bu konuda fotografiyla (sozde) uyarmasinin zerre kadar etkili olmadiginin insanlarin bunlari gordukten sonra icimdeki rakun kadar tepki gosterdiklerinin kaniti. Bunu da gururla yayinliyor, izliyoruz.

Tuesday, February 13, 2007

Hayirdir insallah

Elimde pala gibi bisey var. Birkac kisiyle tarlalarin arasindan sehre dogru kosturuyoruz. ic savas var galiba. Tarlalarda calisan adamlara el salliyoruz. Bes alti kisiyiz. Ben hangi taraftan oldugumuzu bile bilmiyorum. Direniscilerin tarafinda miyim yoksa direnis yapilanlarin tarafinda miyim? Ama benim butun bunlarla hic bi ilgim yok ki. Ikisi de benim icin ayni. Sadece olmek istemiyorum. O yuzden elimde pala var. Ama oldurmek te istemiyorum. Hatta dusunemiyorum bile bu seyle birine vurdugumu, aklima gelmiyor, gelemiyor. Ne ariyorum ben burda? Eve gitmek istiyorum. Yanimdaki herifin elinde orak gibi bisey var. Cok heyecanli, bi hedef bulsa saldiracak gibi gorunuyor. Ne ariyorum ben bu herifin yaninda? Nasil oldu da buraya geldim. Kardesim nerde? Aklim kardesimde kaliyor. Dumanlar geliyor ilerilerden. Sonra saman yigini gibi birseye yaklasiyoruz. Sehri gorebiliyorum. Yikilmis binalar falan var. Birsuru insan kosuyor. Eve gitmek istiyorum.

CUT (Ruya burda baska bir sekansa geciyo)

Ayni atmosferdeyiz - Ic savas. Bu sefer evdeyim. Gece kotu bir ruya gorup uyaniyorum. Apartman gibi bi yerde yasiyoruz. Bizim kardesimle bi odamiz var. Apartmanda birileri bizden nefret ediyor. Ben sebebini anlamiyorum. Cunku sebebi yok. Bu yuzden sebebiyle hic savasamiyorum. Cok korkuyorum. Cunku birsey yapamiyorum. Cunku sebebi yok. Para versem, bi is yapsam naparsam yapiym sebebi olmadigi icin ortadan kalkmayacak. Savasmak da istemiyorum cunku cok korkuyorum. Cunku cok vahsiler. Ic savas ciktigindan beri hicbir otorite kalmamis. O yuzden daha da korkuyorum. Her an birseyler yapacak gibiler. Ben naapabilirim bilmiyorum. Tek bildigim dovusemiyorum, savasamiyorum. Kacmaliyim belki de kardesimi alip. Neyse tuvalete gidiyorum bunlari dusunurken. Odadan disari cikar cikmaz yerde kediyi goruyorum. Kedinin kafasini koparmislar. Her yer acayip kan olmus. Naapicagimi sasiriyorum. Sabah kardesim uyanip gorurse bunu cok korkar, panik olur. Hemen tum koridorlari temizlemeye karar veriyorum, pecete falan bulmaya calisiyorum. Bu durumdan nefret ediyorum, korkmaktan nefret ediyorum...

Sonra uyandim. Acayip kufrettim, nefret ettim bilincaltimdan. Bok var boyle seyler gostertecek. Izlemicem kardesim bi daha film falan. Hotel Rwanda'yi izledim boyle oldu. Bu aralar her gece kabus goruyorum. Hep kotu seyler oluyor. Bilincaltim sagolsun hayattaki en buyuk korkularimi bir bir yasatiyor. Beynin ruya goren kismini aldirmak istiyorum. Essolessek.

Wednesday, February 07, 2007

Cank mail

Ya deliricem. 3 tane mail adresimden ikisine inanilmaz sayida cank mail gelmeye basladi. Her gun kisisel e mail adresime en az 40 tane, yahoo ya da artik sanirim 90 tane falan junk mail geliyor. Bu junk mailler konu itibariyle baya birlik icerisindeler.

Ornegin aylardir, basvurmadigim bir kredinin bana ciktigini, birsuru paranin beni bekledigini usenmeden e-mail atan bir yazilim var. Bu yazilimin sahibinin tum bu surecten ne kari var bilmiyorum. Mailleri okudugum zaman iclerinde birkac paragraf yazi oluyor. Bu yazilar oyle sacma sapan ki anlatamam. Sonunda da bir link oluyor (hic tiklamadim ben bu linklere).
Bir grup e mail cinsel hayatlarinda mutsuz insanlari somurmek uzerine yogunlasmis (ki sanirim bunlar cogunlukta) oramizi buramizi buyutmeler, ucuza Viagralar satmalar, webcam imi actim beni izlemek istemez misin diyenler... Baska bir grup bize borsayla ilgili en gizli tuyolari veriyor ve de zengin olmamiza cok az kaldigini soyluyor. Rolex satanlar, sahte rolex satanlar var... Bazen bir Aurelia ya da Jennifer, "hi" "hello" "Let's meet" konulu mailler atiyor. Yine de en sevdiklerim "tebrikler 1 000 000 avro kazandiniz" baslikli e mailler. Altlarinda gercek gibi gorunen email ve telefon bilgileri var. Insani 10 saniyeligine cok mutlu ediyorlar. Sonra google dan arattirarak junk oldugunu anliyoruz.

Bunlarin nasil olduguyla ilgili cok bilgim yok. Ama yine de birgun bitakim uzuvlarimin boyunu buyutmemi tavsiye eden bir e-maile "kardesim sizin isiniz gucunuz yok mu" diyerek cevap attim. (Aslinda daha cok kufurden olusuyordu benim mail. Kendi kendime desarj iste.) Bu is icin kullandigim sirketin e mail seytani (herneyse...) oyle bir email adresi olmadigini soyledi. Zaten bir yazilim tarafindan atildigi belliydi e mailin. Yine de birilerinin kufurlerimi duymasini cok isterdim.

Yani her ne satiyorsaniz alayim ama su emailleri durdurun be kardesim. Sizinle mi ugrascam. Artik hepsini secip siliyorum. Gecenlerde aralarda silmemem gereken bir maili de silmisim. Cop kutusundan geri cikardim. Kimbilir kac tane siliyorum oyle.

Thursday, February 01, 2007

Icimdeki prenses

yaptigimiz dizideki karakterlerden biri prenses. bi sahneye ozendigimden butun prenses sahnelerini bana verdiler. neyse yaptim. gonderdik. sonra bunu izleyen kokona psikolog komitesinden soyle yorum geldi:

prensesimsi olmamismis, daha buyulu, daha siirsel, daha zarif prenses olmasi gerekliymisss.

simdi once psikologlardan bahsetmek lazim. 3 tane kokona kadin bunlar. sirin mi sirin, sevimli mi sevimli bir hayatlari var. dizinin de gayet sevimli olmasini istiyorlar. boyle sirin sirin, kucuk kucuk cocuklar sevimli hikayeler yasicaklar vs... senaryoyu 40 yasinda evinde barbi bebek oynayan bi psikolog yazarsa boyle olur. pembe kalp seklinde yastiklari oldugundan eminim.

yonetmen bunlardan aldigi gazla bana gelmis diyo ki "icindeki prensesi ortaya cikar, daha kizsal, daha feminen ve buyulu olmali hareketler".

ben metalciyim. Metallica ve Megadeath le buyudum. Iron Maidenin cogu sarkisini biliyorum (ki cok fazla var). Siyah giyerdim lisedeyken.

Is basa dusunce icimdeki prensesi cikarmak zorunda kaldim. once sihirli degnek buldum bi tane. studyoda saga sola kosturmaya, dans etmeye, ve prenses gibi oynamaya basladim. herkes garipsiycek sandiysam da anlayisla karsiladilar. ozellikle prensesi, prenses olarak buyumus kokonalara yutturmak zorunda oldugumu bildiklerinden. sonra aynaya gidip hayatimin en prenses pozlarini yaptim, onlari kagida cizdim. geri donup bir 8 saat daha blokiladim animasyonu, sonra overlapleri falan ayarladim. Hala super akici degildi. ama zamanim bitti. yonetmene gosterdim. tamam dedi. yine gonderdik.

korkuyorum. kokonalar yutmazlarsa... gerci onceki yaptigima bi daha baktim. prenses gercekten "adam" gibi hareket ediyor oncekinde. yani son yaptigima kiyaslarsam. Icimdeki prenses aciga cikmis biraz.